Samsun Avukat
Bize Ulaşın
05534084721
Tasarrufun İptali Davası
Ekonomik zorluklar, ticari ilişkilerdeki aksaklıklar veya kötü niyetli borçluların manipülatif davranışları sonucunda, alacaklılar sıklıkla hak ettikleri ödemelere ulaşmakta güçlük çekerler. Özellikle borçluların, alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla mallarını başkalarına devretmeleri veya üzerlerinde hukuki işlemler yapmaları, alacaklıların tahsilat imkanlarını ciddi şekilde kısıtlar. İşte tam bu noktada, Tasarrufun İptali Davası adeta bir kurtarıcı gibi devreye girerek, alacaklıların haklarını korumak, borçlunun kötü niyetli tasarruflarını geçersiz kılmak ve alacaklarının tahsilini mümkün kılmak için önemli bir hukuki yol sunar.
Tasarrufun İptali Davası Nedir?
Tasarrufun iptali davası, İcra ve İflas Kanunu (İİK) kapsamında açılan, alacaklının, borçlunun kendi aleyhine ve alacaklarını tahsilini engellemek amacıyla yaptığı hileli veya kötü niyetli tasarrufların (malvarlığı üzerindeki devir, satış, bağışlama, ipotek gibi işlemlerin) geçersiz sayılmasını talep ettiği bir davadır. Bu davanın temel amacı, borçlunun yaptığı hileli işlemleri iptal ederek, o malların sanki borçlunun malvarlığındaymış gibi cebri icra yoluyla satılabilmesini sağlamaktır.
Önemle belirtilmelidir ki, tasarrufun iptali davası ile yapılan tasarruf (işlem) tamamen geçersiz hale gelmez. Yani, tapu kaydı veya diğer resmi kayıtlar silinmez. Ancak, bu dava sonucunda, iptal edilen tasarruf konusu mal, yalnızca davacı alacaklı bakımından haczedilebilir ve satılabilir hale gelir. Diğer alacaklılar, kendi adlarına dava açarak bu haktan faydalanabilirler.
Tasarrufun İptali Davasının Hukuki Dayanağı
Tasarrufun iptali davaları, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Bu maddeler, hangi tür tasarrufların iptale tabi tutulabileceğini ve dava şartlarını detaylı olarak belirler.
Tasarrufun İptali Davası Açma Şartları
Tasarrufun iptali davasının kabul edilebilmesi için belirli hukuki şartların bir arada bulunması ve mahkemece somut delillerle ispatlanması gerekir. Bu şartlar şunlardır:
Gerçek Bir Alacağın Varlığı: Davacının, borçludan icra takibine konu edilebilecek nitelikte, mevcut ve gerçek bir alacağı bulunmalıdır. Alacağın vadesinin gelmiş olması ve bir icra takibine konu edilmiş olması gerekmez ancak dava açılırken bu alacağın varlığı ispatlanmalıdır.
Borçlunun Mal Kaçırma Niyeti: Borçlunun, alacaklılarından mal kaçırmak veya alacaklılarını zarara uğratmak amacıyla tasarrufu gerçekleştirdiği konusunda bir kötü niyet (hileli davranış) bulunmalıdır. Bu niyetin ispatı zor olduğundan, kanun bazı tasarrufları karine olarak kötü niyetli kabul eder (İİK m. 278, 279, 280).
Borçlunun Aciz Hali: Tasarruf yapıldığı tarihte veya dava açıldığı tarihte borçlunun, alacaklarını karşılamaya yetecek malvarlığının bulunmaması, yani aciz halinde olması gerekir. Bu durum, genellikle borçlunun malvarlığının hacizlerle dolu olması veya üzerlerinde haciz takibi yapılamayacak kadar malının bulunmamasıyla tespit edilir. İcra takibinin semeresiz kalması, borçlunun aciz halinde olduğunun önemli bir göstergesidir.
İptale Tabi Tasarrufun Mevcudiyeti: Borçlunun, alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla yaptığı ve kanunda iptale tabi olduğu belirtilen bir tasarrufun (satış, bağışlama, ipotek, devir vb.) bulunması gerekir.
İİK, iptale tabi tasarrufları üç ana grupta toplar:
İİK Madde 278 İvazsız tasarrufların butlanı :
Mütat hediyeler müstesna olmak üzere, hacizden veya haczedilecek mal bulunmaması
sebebiyle acizden yahut iflasın açılmasından haczin veya aciz vesikası verilmesinin sebebi olan yahut masaya kabul olunan alacaklardan en eskisinin tesis edilmiş olduğu tarihe kadar geriye doğru olan müddet içinde yapılan bütün bağışlamalar ve ivazsız tasarruflar batıldır. Ancak, bu müddet haciz veya aciz yahut iflastan evvelki iki seneyi geçemez.
İİK Madde 279 Acizden dolayı butlan :
Aşağıdaki tasarruflar borcunu ödemiyen bir borçlu tarafından hacizden
veya mal bulunmaması sebebile acizden yahut iflasın açılmasından evvelki bir sene içinde yapılmışsa yine batıldır:
1 – Borçlunun teminat göstermeği evvelce taahhüt etmiş olduğu haller müstesna
olmak üzere borçlu tarafından mevcut bir borcu temin için yapılan rehinler;
2 – Para veya mutat ödeme vasıtalarından gayrı bir suretle yapılan ödemeler;
3 – Vadesi gelmemiş borç için yapılan ödemeler.
4.- Kişisel hakların kuvvetlendirilmesi için tapuya
verilen şerhler. Bu tasarruflardan istifade eden kimse borçlunun hal ve vaziyetini bilmediğini ispat eylerse iptal davası dinlenmez.
İİK Madde 280 Zarar verme kastından dolayı iptal :
Malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun, alacaklılarına zarar verme kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu malî durumun ve zarar verme kastının, işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hâllerde iptal edilebilir. Şu kadar ki, işlemin gerçekleştiği tarihten itibaren beş yıl içinde borçlu aleyhine haciz veya iflâs yoluyla takipte bulunulmuş olmalıdır.
Üçüncü şahıs, borçlunun karı veya kocası, usul veya füruu ile üçüncü dereceye kadar (bu derece dahil) kan ve sıhri hısımları, evlat edineni veya evlatlığı ise borçlunun birinci fıkrada beyan olunan durumunu bildiği farz olunur. Bunun hilafını üçüncü şahıs, ancak 279 uncu maddenin son fıkrasına göre isbat edebilir. Ticari işletmenin veya işyerindeki mevcut ticari emtianın tamamını veya mühim bir kısmını devir veya satın alan yahut bir kısmını iktisapla beraber işyerini sonradan işgal eden şahsın, borçlunun alacaklılarını ızrar kasdını bildiği ve borçlunun da bu hallerde ızrar kasdiyle hareket ettiği kabul olunur. Bu karine, ancak iptal davasını açan alacaklıya devir, satış veya terk tarihinden en az üç ay evvel keyfiyetin yazılı olarak bildirildiğini veya ticari işletmenin bulunduğu yerde görülebilir levhaları asmakla beraber Ticaret Sicili Gazetesiyle; bu mümkün olmadığı takdirde bütün alacaklıların ıttılaını temin edecek şekilde münasip vasıtalarla ilan olunduğunu ispatla çürütülebilir.
.
İtirazın İptali Davası Dava Açma Süresi (Hak Düşürücü Süre):
Tasarrufun iptali davası, tasarrufun yapıldığı tarihten itibaren beş yıl içinde açılmalıdır. Bu süre, hak düşürücü bir süredir ve bu sürenin geçirilmesi halinde dava açma hakkı kaybedilir.
İtirazın İptali Davası Görevli Mahkeme:
Tasarrufun iptali davaları, Asliye Hukuk Mahkemeleri'nde görülür.
İtirazın İptali DavasıYetkili Mahkeme:
Davalının (yani, tasarrufu borçludan devralan üçüncü kişinin) yerleşim yeri mahkemesi veya haksız tasarrufun yapıldığı yer mahkemesi yetkilidir.
İtirazın İptali Davası Davacı ve Davalı:
Davacı: Alacağını tahsil edemeyen alacaklı davacıdır.
Davalılar: Dava, kural olarak hem borçluya hem de tasarrufu borçludan devralan üçüncü kişiye karşı birlikte açılır. Tasarrufun konusu mal veya hak üzerinde daha sonra devirler olmuşsa, bu kişiler de davalı olarak gösterilebilir.
Tasarrufun İptali Davasında Dikkat Edilmesi Gereken Önemli Noktalar
Hak Düşürücü Süre: 5 yıllık zamanaşımı süresi değil, hak düşürücü süredir. Bu sürenin kaçırılması, dava açma hakkının tamamen kaybedilmesine neden olur. Sürenin başlangıcı, tasarruf işleminin yapıldığı tarihtir.
İspatın Zorluğu: Özellikle İİK m. 280'e göre açılan davalarda, üçüncü kişinin kötü niyetini (borçlunun mal kaçırma kastını bildiğini veya bilebilecek durumda olduğunu) ispatlamak oldukça zordur ve somut delil gerektirir.
İcra Takibi Şartı: Dava açmadan önce mutlaka borçlu hakkında kesinleşmiş bir icra takibi başlatılmış ve bu takibin semeresiz kalmış olması gerekmektedir.
Müteselsil Sorumluluk: Eğer iptal edilen tasarruf konusu mal üçüncü kişi tarafından iyiniyetli dahi olsa dördüncü bir kişiye devredilmişse, üçüncü kişi malın değerini ödemekle yükümlü olur (İİK m. 282).
Tasarrufun İptali Davası Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
1. Tasarrufun iptali davası sonucunda borçlunun malı benim üzerime mi geçer?
Hayır, tasarrufun iptali davası sonucunda borçlunun malı davacının mülkiyetine geçmez. Bu dava sonucunda, iptal edilen tasarruf konusu mal, sadece davacı alacaklı bakımından haczedilebilir ve cebri icra yoluyla satılabilir hale gelir. Malın tapu kaydı veya diğer resmi kayıtlar değişmez.
2. Tasarrufun iptali davasını açmak için icra takibi başlatmak şart mı?
Evet, tasarrufun iptali davası açabilmek için öncelikle borçlu hakkında kesinleşmiş bir icra takibi başlatılmış olması ve bu takipten bir sonuç alınamamış olması (borçlunun aciz halinde olması) dava şartıdır.
3. Bir akrabama devredilen mal için de tasarrufun iptali davası açabilir miyim?
Evet, özellikle borçlunun eşi, çocukları, kardeşleri gibi yakın akrabalarına yaptığı tasarruflar, İİK madde 278 kapsamında kanuni karine olarak iptale tabidir. Bu durumda, borçlunun kötü niyetini veya üçüncü kişinin kötü niyetini ispatlamak daha kolay olabilir.
4. Dava açma süresi 5 yıl, bu süre ne zaman başlar?
5 yıllık hak düşürücü süre, iptali istenen tasarrufun yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar. Örneğin, borçlu bir malını 2020 yılında devretmişse, 2025 yılına kadar bu dava açılmalıdır.
5. Tasarrufun iptali davasında ispat yükü kime aittir?
Genel olarak ispat yükü davacı alacaklıya aittir. Alacaklı, borcun varlığını, icra takibini, borçlunun aciz halini ve iptale tabi tasarrufun varlığını ispatlamak zorundadır. Ancak İİK'nın 278. ve 279. maddelerinde bazı karineler bulunmaktadır ki bu durumda ispat yükü yer değiştirebilir ve davalının (üçüncü kişinin) iyi niyetini ispatlaması gerekebilir.
6. Borçlunun mal kaçırma niyetini nasıl ispatlayabilirim?
Borçlunun mal kaçırma niyetini doğrudan ispatlamak zor olabilir. Ancak bu niyet, dolaylı delillerle (örneğin, borçlunun birdenbire tüm malvarlığını elden çıkarması, piyasa değerinin çok altında satış yapması, yakın akrabalarına devretmesi gibi) veya İİK'nın 278 ve 279. maddelerindeki karinelerle ispatlanabilir. Üçüncü kişinin kötü niyeti de benzer şekilde ispatlanır.

samsun icra avukatı, samsun avukat, samsun icra davası avukatı, icra avukatı samsun, samsun tasarrufun iptali davası avukatı
samsun icra avukatı, samsun avukat, samsun icra davası avukatı, icra avukatı samsun, samsun tasarrufun iptali davası avukatı