Samsun Avukat
Bize Ulaşın
05534084721
İş Kazaları ve Ceza Hukuku İlişkisi
İş kazaları, işçi sağlığı ve iş güvenliği ihlallerinin en somut sonucu olarak karşımıza çıkar. Her yıl Türkiye’de binlerce işçi iş kazası geçiriyor; bu kazaların önemli bir kısmı da ölümle ya da yaralanmayla sonuçlanıyor. İş kazaları yalnızca iş hukuku ve sosyal güvenlik hukuku açısından değil, ceza hukuku açısından da ciddi sonuçlar doğurmaktadır.
Bir işçi iş kazasında yaralandığında, bu durum Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 89. maddesinde düzenlenen “taksirle yaralama suçu” kapsamında değerlendirilir. Eğer işveren veya i ş güvenliği sorumluları gerekli önlemleri almazsa, kazadan doğrudan sorumlu tutulabilirler.Bu yazıda, iş kazası kaynaklı taksirle yaralama suçunun tüm boyutlarını ele alacak, işverenlerin sorumluluklarını, işçilerin haklarını ve Yargıtay kararları ışığında uygulamayı inceleyeceğiz.
Taksir Kavramı ve Hukuki Dayanağı (TCK m. 22)
Türk Ceza Kanunu’nun 22. maddesine göre taksir, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranış sebebiyle bir kişinin istemeden suç işlemesidir. Yani fail, sonucun meydana geleceğini istemez ama öngörülmesi gereken sonucu öngörmediği için hukuki sorumluluk doğar.
Basit Taksir
Fail, sonucu öngörmez.
Örneğin, iş güvenliği tedbirlerini almayan işverenin, işçisinin makineye kolunu kaptırmasına sebep olması.
Bilinçli Taksir
Fail, sonucu öngörür ama gerçekleşmeyeceğini düşünerek tedbir almaz.
Örneğin, işverenin “kısa süre çalışılacak” diyerek işçiye koruyucu ekipman vermemesi.
İş kazaları açısından, çoğu zaman bilinçli taksir söz konusudur. Çünkü işveren tehlikeyi bilir ama gerekli önlemleri almaktan kaçınır.
İş Kazası Tanımı ve Hukuki Çerçevesi
İş kazası, İş Kanunu ve Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda tanımlanmıştır.
İş Kanunu’na göre:
İşçinin işyerinde bulunduğu sırada,
İşveren tarafından yürütülen iş dolayısıyla,
Görevli olarak başka yere gönderildiğinde,
Emziren kadın işçinin süt izni sırasında,
Servisle işe gidip gelirken meydana gelen olaylar iş kazası sayılır.
İş kazasının varlığı halinde yalnızca iş hukuku değil, aynı zamanda ceza hukuku sorumluluğu da doğar. Çünkü işveren, iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerini almakla yükümlüdür.
Taksirle Yaralama Suçu (TCK m. 89) Genel Olarak
TCK m. 89/1: “Taksirle başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır
Taksirle yaralama fiili, mağdurun;
a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,
b) Vücudunda kemik kırılmasına,
c) Konuşmasında sürekli zorluğa,
d) Yüzünde sabit ize,
e) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,
f) Gebe bir kadının çocuğunun vaktinden önce doğmasına,
Neden olmuşsa, birinci fıkraya göre belirlenen ceza, yarısı oranında artırılır.
(3) Taksirle yaralama fiili, mağdurun;
a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,
b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,
c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,
d) Yüzünün sürekli değişikliğine,
e) Gebe bir kadının çocuğunun düşmesine,
Neden olmuşsa, birinci fıkraya göre belirlenen ceza, bir kat artırılır.
Fiilin birden fazla kişinin yaralanmasına neden olması halinde, altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Taksirle yaralama suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır. Ancak, birinci fıkra kapsamına giren yaralama hariç, suçun bilinçli taksirle işlenmesi halinde şikâyet aranmaz..”
Suçun Unsurları
Fiil: Dikkatsiz, tedbirsiz, özensiz davranış
Sonuç: Yaralanma veya sağlığın bozulması
Nedensellik bağı: Failin davranışı ile zarar arasında bağlantı
Kusur: Taksirli hareket
İş kazasında, işverenin önlem almaması fiil, işçinin yaralanması ise sonuçtur.
İş Kazası Kaynaklı Taksirle Yaralama Suçu
İş kazalarında taksirle yaralama suçunun failleri genellikle şunlardır:
İşveren: Gerekli iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerini almayan kişi.
İşveren vekili / yönetici: İş güvenliği denetimlerini yerine getirmeyen yetkililer.
İş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi: Görevlerini ihmal eden profesyoneller.
Usta veya ekip başı: İşçilere gerekli talimatı vermeyen kişiler.
İş kazasının meydana gelmesinde sorumluluk sadece işverene değil, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili yükümlülüğü olan herkese yüklenebilir.
İşverenin Yükümlülükleri ve İhmalin Hukuki Sonuçları
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, işverenlere geniş sorumluluklar yüklemiştir:
İşçilere gerekli eğitimleri vermek,
İşçilere kişisel koruyucu ekipmanları sağlamak,
İşyerinde risk analizi ve periyodik denetimler yapmak,
İşçileri sağlık açısından düzenli olarak kontrol ettirmek.
Bilinçli Taksirle Yaralama Suçu ve İş Kazaları
İş kazaları çoğu zaman bilinçli taksir kapsamında değerlendirilir. Çünkü işveren, işçilerin maruz kalacağı riski bilmekte, öngörmekte ancak gerekli önlemleri almamaktadır.
Örneğin:
İşveren, yüksekten çalışma yapılırken emniyet kemeri verilmesi gerektiğini bilir. Ancak maliyet gerekçesiyle bu ekipmanı sağlamaz. İşçi düşüp yaralanırsa, bu durum bilinçli taksirle yaralama suçu oluşturur.
Bir fabrikada makine koruyucularının çıkarılmasının tehlikeli olduğu bilindiği halde, işin hızlanması için işveren bu koruyucuları kaldırır. İşçinin eli koparsa, bu yine bilinçli taksirdir.
İşveren ile İş Güvenliği Uzmanı ve Teknik Elemanların Ortak Sorumluluğu
İş kazalarında sorumluluk yalnızca işverene yüklenmez. Çünkü iş güvenliği, ekip çalışmasını gerektiren bir süreçtir.
İş Güvenliği Uzmanı: İşyerinde risk analizi yapmalı, işvereni uyarmalı, gerekli eğitimleri vermelidir. Görevini yapmayan uzman da sorumlu tutulur.
İşyeri Hekimi: İşçilerin sağlık kontrollerini düzenli yapmalı, tehlikeli işlerde çalışabilecek durumda olmayan işçileri tespit etmelidir.
Teknik Elemanlar ve Yöneticiler: İşçilerin güvenlik kurallarına uymasını denetlemek zorundadır.
İş Kazasında İşçinin Kusurunun Rolü
Her iş kazasında işverenin tek başına sorumluluğu söz konusu değildir. Bazı durumlarda işçinin de kusuru bulunabilir.
İşçinin talimatlara aykırı hareket etmesi,
Koruyucu ekipmanı kullanmayı reddetmesi,
Alkol veya uyuşturucu etkisi altında çalışması,
Tehlikeli hareketlerde bulunması,
işçinin müterafik kusuru olarak kabul edilebilir.
Ancak şunu vurgulamak gerekir: İşverenin asli yükümlülüğü işçiyi korumaktır. Yani işçi ihmalkâr davranmış olsa bile, işveren yine de gerekli önlemleri almak zorundadır. Bu nedenle iş kazalarında işçinin kusuru genellikle cezayı tamamen ortadan kaldırmaz, sadece indirim sebebi olabilir.
Şikayet, Uzlaşma ve Soruşturma Usulü
Taksirle yaralama suçu bazı durumlarda şikâyete bağlıdır.
Hafif yaralanmalarda, işçi veya yakınlarının şikâyeti olmadan dava açılamaz.
Ancak iş kazası sonucu kemik kırılması, hayati tehlike veya duyu kaybı varsa, suç re’sen soruşturulur.
Uzlaşma
Taksirle yaralama suçu uzlaşmaya tabidir. İşçi ile işveren arasında anlaşma sağlanırsa dava düşebilir. Ancak iş kazası gibi ciddi olaylarda çoğu zaman işçi veya ailesi uzlaşmayı kabul etmez.
Savcılık Soruşturması
İş kazası SGK’ya bildirilir.
Müfettiş raporları hazırlanır.
Cumhuriyet savcısı soruşturma başlatır.
İddianame düzenlenirse dava Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülür.
İş Kazası Nedeniyle Açılabilecek Diğer Davalar
İş kazaları yalnızca ceza davasına konu olmaz. İşçinin veya yakınlarının açabileceği başka davalar da vardır:
Maddi Tazminat Davası: İşçinin tedavi giderleri, iş gücü kaybı ve maaş kaybı için.
Manevi Tazminat Davası: İşçinin yaşadığı acı ve elem için.
Destekten Yoksun Kalma Tazminatı: Ölüm halinde işçinin ailesine ödenir.
İş Kazası Tespit Davası: Olayın iş kazası olduğunun mahkeme kararıyla tespiti.
SGK Rücu Davası: SGK, ödediği tazminatı işverene rücu edebilir.
İşverenler İçin Önleyici Hukuki ve Pratik Tedbirler
İşverenlerin ceza davalarıyla karşı karşıya kalmamak için şu adımları atmaları gerekir:
Risk Analizi: İşyerinde her türlü tehlikeyi belirlemek.
Eğitim: İşçilere düzenli iş güvenliği eğitimi vermek.
Koruyucu Ekipman: Baret, emniyet kemeri, eldiven gibi ekipman sağlamak.
Denetim: Kurallara uymayan işçileri uyarmak ve tekrarını önlemek.
İşyeri Kültürü: İş güvenliğini şirket kültürünün bir parçası haline getirmek.
İş Kazalarında Hukuki Sorumluluk ve Çözüm Önerileri
İş kazası kaynaklı taksirle yaralama suçu, işverenler açısından oldukça ciddi sonuçlar doğurur. İşçilerin sağlığını korumak yalnızca ahlaki bir yükümlülük değil, aynı zamanda yasal bir zorunluluktur. İşverenler gerekli önlemleri almadığında hem ceza davası hem de yüksek tazminat davaları ile karşı karşıya kalır. Bu nedenle iş güvenliği kültürünün yerleşmesi, hem işçilerin yaşamını hem de işverenlerin hukuki güvenliğini koruyacaktır.
İş Kazası Sık Sorulan Sorular
1. İş kazası sonucu taksirle yaralama davası hangi mahkemede görülür?
Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülür.
2. İşveren her iş kazasında cezai sorumluluk taşır mı?
Hayır. İşveren tüm önlemleri almışsa ve kaza işçinin ağır kusurundan kaynaklanıyorsa sorumluluğu azalabilir.
3. Taksirle yaralama suçu uzlaşmaya tabi midir?
Evet, basit yaralanmalarda uzlaşma mümkündür.
4. İş kazasında hem ceza davası hem tazminat davası açılabilir mi?
Evet. Ceza davası ayrı, tazminat davaları ayrı süreçlerdir.
5. Bilinçli taksir ile basit taksir arasındaki fark nedir?
Basit taksirde fail sonucu öngörmez, bilinçli taksirde ise öngörmesine rağmen gerekli önlemleri almaz.

samsun avukat, samsun hukuk bürosu, samsun ceza avukatı, samsun iş davası avukatı, samsun iş kazası avukatı, samsun iş hukuku avukatı, iş kazası avukatı samsun, samsun tazminat avukatı, samsun sigorta avukatı
samsun avukat, samsun hukuk bürosu, samsun ceza avukatı, samsun iş davası avukatı, samsun iş kazası avukatı, samsun iş hukuku avukatı, iş kazası avukatı samsun, samsun tazminat avukatı, samsun sigorta avukatı