Samsun Avukat
Bize Ulaşın
05534084721

İnsanlık tarihinin ilk yıllarından itibaren çocuklara karşı gerçekleştirilen istismar fiilleri maalesef günümüzde de etkisini devam ettirmektedir. Bu nedenle geçmişte olduğu gibi günümüzde de birçok ülke kanununda cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar cezalandırılmaktadır. Bunlardan birisi ve belki de toplumun en hassas olduğu suç tipi çocukların cinsel istismarı suçudur.
Cinsel İstismar Ne Demektir?
Cinsel istismar, gelişimini tamamlamamış bir çocuğun yetişkin tarafından cinsel uyarı ya da cinsel doyum amacıyla kullanılmasıdır. TCK’da çocuğu cinsel yönden istismar eden kişinin cezalandırılacağı belirtilmiştir. Burada çocuk deyiminden 18 yaşından küçük kişiler anlaşılsa da, bu suç özelinde ikili bir ayrıma gidilmiştir;
Mağdur 15 yaşından küçük veya 15 yaşından büyük olmakla birlikte istismar fiilinin anlam ve sonuçlarını anlamakta güçlük çekmekteyse korkutma, hile, zorlama olup olmadı ğına bakılmaksızın çocuğa karşı gerçekleştirilen tüm istismar eylemleri bu suçu oluşturmaktadır.
Mağdur 15 yaşından büyük ve 18 yaşından küçük ise korkutma, hile, zorlama gibi eylemler olmadan gerçekleşen cinsel eylemler cinsel istismar suçunu oluşturmamakta, reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturmaktadır. Ancak bu yaş aralığındaki mağdur korkutma, hile, zorlama gibi eylemler sonucu cinsel eyleme maruz kalmışsa çocuğun cinsel istismar suçu oluşmaktadır.
Cinsel İstismar Suçunda Görevli Mahkeme Neresidir?
Sarkıntılık düzeyinde kalan cinsel istismar suçunda görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemeleridir. Bunun dışındaki tüm istismar suçlarında görevli mahkeme Ağır Ceza Mahkemesidir.
Cinsel İstismar Suçunda Yetkili Mahkeme Neresidir?
Çocuğun cinsel istismarında yetkili mahkeme suçun işlendiği yerdeki mahkemedir.
Çocuğun Cinsel İstismarı Suçu şikayete tabi midir?
Çocuğun cinsel istismarı suçu şikayete bağlı değildir.
Çocuğun Cinsel İstismarı Suçunda Uzlaşmak mümkün mü?
Çocuğun cinsel istismarı suçu uzlaşma yoluna gidilebilen suçlar içerisinde yer almamaktadır. bu suçta uzlaşma hükümleri uygulanmamaktadır.
Cezayı Artırıcı haller nelerdir?
Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on altı yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza on sekiz yıldan az olamaz.
Suçun;
a) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
b) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların
sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı
ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş veya evlat edinen tarafından,
d) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma,
bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,
e) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Cinsel istismar sonucu yaralama gerçekleşmesi durumunda verilecek ceza nedir?
Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır. Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.
Çocuğun Cinsel İstismarı Suçuna İlişkin Yargıtay Kararları
Yargıtay 14. Ceza Dairesi - Karar: 2014/11272
“...Mağdurenin hastane doğum tutanağına göre, gerçek doğum tarihi 16.08.1992 olup 15 yaşını 16.08.2007 tarihinde ikmal ettiği, suç tarihinin ise 12.08.2007 olduğu, mağdurenin suç tarihi itibarıyla 14 yaş 11 ay 26 günlük olup, 15 yaşın ikmaline sadece 4 gün kaldığı, mağdurenin önce mahalli düğün sonra da resmî nikahla evlendiği sanıktan olan çocuğunun doğumu ile ilgili iki yıl sonra 2009 yılında hastaneye başvurmaları üzerine olayın ortaya çıktığı, sanığın mahkeme savunmasında, mağdurenin gerçek yaşını tam olarak bilmediğini, şu anda 18 olduğunu, mağdurenin kendisinin nüfusa geç yazıldığını söylediğini belirttiği, sanığın bu beyanın kısmet teyit eder nitelikte mağdurenin nüfus kaydında 01.09.1992 olarak yazılı olmasına rağmen getirtilen hastane doğum tutanağına göre 16.08.1992 tarihinde doğduğu, buna göre de 15 yaşın ikmaline 4 gün kalmış olduğunun anlaşıldığı, taraflar yaş küçüklüğü nedeni ile resmî nikah yapamadıklarını beyan etmekte iseler de bu bilginin mağdurenin 15 yaşından küçük olduğunu kesin olarak bildikleri sonucunu doğurmadığı, zira resmî nikah için izin alarak veya kendiliğinden evlenmeye yetkili olma yaşı ile suçun unsuru olan 15 yaşın ikmalinin farklı olduğu, tarafların düğün tarihi konusundaki samimi beyanları, sanığın benzer bir olayda 14 yaş 11 ay 28 günlük olan bir mağdure ile ilgili Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 25.02.2014 tarih ve 2013/14-349 Esas, 2014/96 sayılı Kararında da belirtildiği üzere sanığın gerçekten unsur yanılgısı için de olup olmadığının tespiti yönünden mahkemenin mağdurenin gözlemini bizzat yaparak gerekirse bu konuda bilirkişi incelemesinden de faydalanarak 15 yaşından küçük olup olmadığının anlaşılıp anlaşılmayacağının sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeyerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması...”
Yargıtay 14.Ceza Dairesi - Karar: 2014/5014
“...Oluş ve kabule göre kayden 01.03.1993 doğumlu olup 18 yaşından küçük olan mağdureye yönelik bedensel temas içeren cinsel davranışta bulunan sanığın eyleminin TCK.nın 103/1. maddesinde öngörülen çocuğun basit cinsel istismarı suçunu oluşturduğu halde, suç vasfında yanılgıya düşülerek TCK.nın 102/1. maddesinde öngörülen basit cinsel saldırı suçundan yazılı şekilde hüküm kurulması kanuna aykırıdır...”
Yargıtay 14. Ceza Dairesi - Karar: 2015/10493
“...Sanığın, suç tarihinde onsekiz yaşını tamamlamayan mağdureye yönelik yanaklarından ve boynundan öpme, kalçalarını ve göğüslerini elleme şeklindeki bedensel temas içeren eylemlerinin TCK’nın 103/1-b maddesinde düzenlenen çocuğun basit cinsel istismarı suçunu oluşturduğu gözetilip hükümden sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunla cinsel dokunulmazlığa karşı suçların yeniden düzenlenmesi karşısında belirlenecek lehe Kanuna göre hüküm kurulması gerekirken suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek sanık hakkında TCK’nın 102/1. maddesinde tanzim edilen basit cinsel saldırı suçundan hüküm kurulması hukuka aykırıdır...”
Samsun Ceza Avukatı
Samsun Ceza Avukatı
