top of page

İşkence Suçu ve Cezası TCK 94 - Samsun Avukat

İşkence Nedir?

İşkence kavramı, TDK sözlüğünde "Bir kimseye fiziksel veya manevi olarak yapılan aşırı eziyet." şeklinde tanımlanmıştır. Her ne kadar tanımda "eziyet" kavramı da geçiyor olsa da, işkence ve eziyet suçu Türk Ceza Kanunu'nda tanımlanmış iki ayrı suç tipidir.


İşkence Suçunun Unsurları Nelerdir?

İşkence suçunun oluşması için:

Bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışlar gerçekleştirilmelidir. Bu eylemleri gerçekleştiren kişi kamu görevlisi olmalıdır. Bu eylemler sistematik bir süreklilik gerektirmelidir.


Hangi Hallerde İşkence Suçu Oluşmaz?

İşkence suçunun oluşması için kamu görevlisi olan bir kişinin, bir başka kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışlar gerçekleştirmesi gerekmektedir. Buradaki davranışların sistematik olup olmaması, işkence suçunun oluşup oluşmadığı yönündeki irdelemeler bakımından önemlidir. Keza sistematik olmayan bir eylem işkence suçunu oluşturmayacaktır. Örneğin bir kamu görevlisinin bir başka kişiye tokat atması yaralama suçuna vücut verecekken; bu kişinin mağdura karşı sistematik bir şekilde şiddet uygulaması işkence suçunu oluşturacaktır.


Hangi Hallerde İşkence Suçunun Cezası Artar?

İşkence suçunun;

-Çocuğa, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye ya da gebe kadına karşı,

-Avukata veya diğer kamu görevlisine karşı görevi dolayısıyla,

-Fiilin cinsel yönden taciz şeklinde gerçekleşmesi halinde,

-İşkence fiillerinin vücutta kemik kırılmasına neden olması halinde,

-İşkence sonucunda ölüm meydana gelmesi hallerinde suçun temel halinde öngörülen cezadan daha ağır bir cezaya hükmolunacaktır.

Yine İşkence fiilleri, mağdurun;

a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,

b) Konuşmasında sürekli zorluğa,

c) Yüzünde sabit ize,

d) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,

e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun vaktinden önce doğmasına, neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, yarı oranında artırılır.

(2) İşkence fiilleri, mağdurun;

a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,

b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,

c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,

d) Yüzünün sürekli değişikliğine,

e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun düşmesine neden olması halinde faile verilecek ceza artırılacaktır.


İşkence Suçuna Teşebbüs Mümkün Mü?

Teşebbüs, failin suçu işlemek için elverişli hareketlerle eylemine başladıktan sonra elinde olmayan sebeplerle eylemin devamını veya sonucunu getirememesi halidir. Suça teşebbüs halinde fail, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığına göre, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onüç yıldan yirmi yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine dokuz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Diğer hallerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.

Suça teşebbüsten bahsedebilmek için, failin eylemine elverişli hareketlerle başlaması ancak bu hareket sonrasında sonucun failin elinde olmayan nedenlerle gerçekleşmemesi gerekmektedir. Bu bağlamda işkence suçuna teşebbüsün mümkün olduğunu söyleyebiliriz.


İşkence Suçunun Faili Kimdir?

Suçun kanuni tanımında yer alan fiili birlikte gerçekleştiren kişilerden her biri, fail olarak sorumlu olur. Suçun işlenmesinde bir başkasını araç olarak kullanan kişi de fail olarak sorumlu tutulur. İşkence suçu bir özgü suçtur. Yani bu suçu sadece belirli kişiler işleyebilmektedir. İşkence suçunun oluşabilmesi için kanunda sayılan fiilleri işleyen kişinin bir kamu görevlisi olması gerekmektedir.


İşkence Suçunun Mağduru Kimdir?

Türk Ceza Kanunu'na göre mağdur, suçtan zarar gören kişidir. İşkence suçunun mağduru herhangi bir kimse olabilir.


İşkence Suçu Şikayete Tabi Mi?

Şikayet, bir suç nedeniyle suçtan zarar gören kişinin, yetkili makamlara hukuka aykırı fiili ve faili yetkili makamlara bildirmesidir. Kanunda düzenlenen suçların bir kısmının soruşturulabilmesi ve kovuşturulabilmesi için şikayet şartı aranmaktadır. Bu tür suçlarda şikayet yoksa veya şikayetten vazgeçme varsa suç soruşturulamaz veya kovuşturulamaz. Ancak kanun, işkence suçunun soruşturulması ve kovuşturulmasında şikayetin varlığını aramamıştır. Yani işkence suçu kendiliğinden şikayet aranmaksızın soruşturulur ve kovuşturulur.


İşkence Suçu Uzlaşmaya Tabi Mi?

Uzlaştırma kanunda yazılan şartların gerçekleşmesi halinde tarafların ortak paydada buluşarak yargılamayı sona erdirmeyi amaçlayan alternatif bir yoldur. Uzlaştırmaya tabi suçlar; şikayete tabi suçlar ve kanunda sayılan diğer suç tipleridir. işkence suçu şikayete tabi değildir. Bunun yanında bu suç, uzlaşmaya tabi suçlar arasında da sayılmamıştır. Bundan bahisle, işkence suçunun uzlaşmaya tabi olmadığını söylemek mümkündür.


İşkence Suçunda Görevli Mahkeme Neresidir?

İşkence suçunda görevli mahkeme Ağır Ceza Mahkemeleridir.


İşkence Suçunun Cezası Kaç Yıldır?

Bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışları gerçekleştiren kamu görevlisi hakkında üç yıldan oniki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Suçun kadına karşı işlenmesi hâlinde cezanın alt sınırı beş yıldan az olamaz.

a) Çocuğa, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye ya da gebe kadına karşı,

b) Avukata veya diğer kamu görevlisine karşı görevi dolayısıyla, şlenmesi halinde, sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(3) Fiilin cinsel yönden taciz şeklinde gerçekleşmesi halinde, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

İşkence fiilleri, mağdurun;

a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,

b) Konuşmasında sürekli zorluğa,

c) Yüzünde sabit ize,

d) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,

e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun vaktinden önce doğmasına, neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, yarı oranında artırılır.

(2) İşkence fiilleri, mağdurun;

a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,

b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,

c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,

d) Yüzünün sürekli değişikliğine,

e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun düşmesine, neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, bir kat artırılır.

(3) İşkence fiillerinin vücutta kemik kırılmasına neden olması halinde, kırığın hayat fonksiyonlarındaki etkisine göre sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(4) İşkence sonucunda ölüm meydana gelmişse, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.


İşkence Suçu Ve Eziyet Suçu Arasındaki Farklar Nelerdir?

-İşkence suçunun temel halinin cezası üç yıldan oniki yıla kadar hapis cezası olarak belirlenmiştir. Eziyet suçunun temel halinin cezası ise iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasıdır.

-İşkence suçunun oluşabilmesi için failin kamu görevlisi olması gerekmektedir. Ancak eziyet suçunun faili herkes olabilmektedir.

-İşkence suçunda görevli mahkeme Ağır Ceza Mahkemeleri iken; eziyet suçunda görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemeleridir.


İşkence Suçunu Tanımlayan TCK'nın 94.maddesinin Gerekçesi Nedir?

Türkiye, taraf olduğu milletlerarası sözleşmelerde işkencenin yasak olduğunu kabul ederek, işkencenin önlenmesiyle ilgili gerekli tedbirleri alma konusunda taahhüt altına girmiştir. Türkiye’nin üyesi olduğu Birleşmiş Milletler Genel Kurulunca 10 Aralık 1948 tarihinde ilan edilen “İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi”nin 5 inci maddesine göre; «Hiç kimse işkenceye, zalimane, gayriinsani, haysiyet kırıcı cezalara veya muamelelere tâbi tutulamaz.» Bu uluslararası metinlerden 4 Kasım 1950 tarihli “İnsan Hakları ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşme”nin 3 üncü maddesine göre; «Hiç kimse işkenceye, zalimane, gayriinsani yahut haysiyet kırıcı ceza veya muameleye tâbi tutulamaz.»

10 Şubat 1984 tarihli “İşkenceye ve Diğer Zalimane, Gayriinsani veya Küçültücü Muamele veya Cezaya Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi”nin 1 inci maddesinde işkence kavramı tanımlanmış ve kapsamı belirlenmiştir. Buna göre; «“İşkence” terimi, bir şahsa veya bir üçüncü şahsa, bu şahsın veya üçüncü şahsın işlediği veya işlediğinden şüphe edilen bir fiil sebebiyle, cezalandırmak amacıyla, bilgi veya itiraf elde etmek için veya ayırım gözeten herhangi bir sebep dolayısıyla bir kamu görevlisinin veya bu sıfatla hareket eden bir başka şahsın teşviki veya rızası veya muvafakatıyla uygulanan fiziki veya manevî ağır acı veya ızdırap veren bir fiil anlamına gelir. Bu yalnızca yasal müeyyidelerin uygulanmasından doğan, tabiatında olan veya arızi olarak husule gelen acı ve ızdırabı içermez.» (f. 1)

«Bu madde, konu hakkında daha geniş uygulama hükümleri ihtiva eden herhangi uluslararası bir belge veya millî mevzuata halel getirmez.» (f. 2)

Sözleşmenin 2 nci maddesinde, hiçbir hâl ve şartta işkencenin meşru ve mazur gösterilemeyeceği hüküm altına alınmıştır:

«Hiç bir istisnai durum, ne harp hâli ne de bir harp tehdidi, dahili siyasî istikrarsızlık veya herhangi başka bir olağanüstü hâl, işkencenin uygulanması için gerekçe gösterilemez.» (f. 2) «Bir üst görevlinin veya bir kamu merciinin emri, işkencenin haklılığına gerekçe kabul edilemez.» (f. 3) Sözleşmenin 4 üncü maddesinde taraf devletlere işkence fiillerinin suç olarak tanımlanması yönünde bir yükümlülük getirilmiştir:

«Her Taraf Devlet, tüm işkence fiillerinin kendi ceza kanununa göre suç olmasını sağlayacaktır. Aynı şekilde, işkence yapmaya teşebbüs ve işkenceye iştirak veya suç ortaklığı yapan şahsın fiili suç sayılacaktır.» (f. 1)

İşkence ile ilgili olarak bu Sözleşmede taraf devletlere yüklenen yükümlülüklerin “işkence derecesine varmayan diğer zalimane, gayriinsani veya küçültücü muamele veya ceza gibi fiiller” açısından da geçerli olduğu kabul edilmiştir (madde 16).

Türkiye, ayrıca, 26 Kasım 1987 tarihli “İşkencenin ve Gayriinsani ya da Küçültücü Ceza veya Muamelenin Önlenmesine Dair Avrupa Sözleşmesi”ni onaylamıştır.

Bu milletlerarası yükümlülüklere paralel olarak Anayasada da işkencenin yasak olduğu kabul edilmiştir: «Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz.» (madde 17, fıkra 3).

«Hiç kimse kendisini ... suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz.» (madde 38, fıkra 5).

Bu taahhütler karşısında ve özellikle insan haysiyetinin tecavüzlerden korunması için, işkence teşkil eden fiillerin cezasız kalmaması gerekmektedir. Bu düşüncelerle, işkence fiilleri bağımsız bir suç olarak tanımlanmıştır.

İşkence suçu ile korunan hukukî değer, karma bir nitelik taşımaktadır. İşkence teşkil eden fiiller, bir yandan buna maruz kalan kişilerin vücut dokunulmazlığına ve onuruna saldırı niteliği taşımakta, beden ve ruh sağlığını bozmaktadır. Diğer yandan, işkenceye maruz kalan kişi, irade serbestisi bertaraf edildiği için ve hatta, algılama yeteneği etkilendiği için, duyduğu acı ve elemin etkisiyle gerçek dışı bazı açıklama ve kabullenmelerde bulunabilir. Bu nedenle, belli bir suça ilişkin ikrar veya sair delil elde etmek için başvurulan işkence, gerçeğin ortaya çıkarılmasına ve adaletin gerçekleşmesine engel olucu bir etki de doğurabilir. Böylece işkencenin ayrı bir suç olarak ceza yaptırım altına alınması, ceza muhakemesinin maddî gerçeğin ortaya çıkarılmasına yönelik amacının gerçekleştirilmesine de hizmet eder.

İşkence olarak, bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışlarda bulunulması gerekir. İşkence teşkil eden fiiller, aslında kasten yaralama, hakaret, tehdit, cinsel taciz niteliği taşıyan fiillerdir. Ancak, bu fiiller, ani olarak değil, sistematik bir şekilde ve belli bir süreç içinde işlenmektedirler. Bir süreç içinde süreklilik arzeder bir tarzda işlenen işkencenin en önemli özelliği, kişinin psikolojisi, ruh sağlığı, algılama ve irade yeteneği üzerindeki tahrip edici etkilerinin olmasıdır. Bu etkilerin uzun bir süre ve hatta hayat boyu devam etmesi, işkencenin bu kapsamda işlenen fiillere nazaran daha ağır ceza yaptırımı altına alınmasını gerektirmiştir.

Madde metninde, işkence suçunun mağduru, sadece suç şüphesi altında olan kişi ile sınırlı tutulmamıştır. Tanık ve hatta bir kamu görevlisi de bu suçun mağduru olabilir.

Bu suçun faili bir kamu görevlisi olabilir. İşkence, kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işlenmektedir. Ancak, suçun işlenişine kamu görevlisinin yanı sıra diğer kişiler de iştirak etmiş olabilir. Bu gibi durumlarda, kamu görevlisi olmayan kişilerin sadece bu nedenle yardım eden olarak sorumlu tutulmalarının önüne geçebilmek amacıyla, maddenin dördüncü fıkrasına bir hüküm konulmuştur. Buna göre, bu suçun işlenişine iştirak eden diğer kişiler de, kamu görevlisi gibi cezalandırılacaklardır.

Maddenin ikinci fıkrasında, işkence suçunun nitelikli unsurları belirlenmiştir. Bu unsurlara ilişkin açıklama için, kasten yaralama suçunun gerekçesine bakılmalıdır.

Üçüncü fıkraya göre, fiilin cinsel yönden taciz şeklinde gerçekleşmesi, suçun temel şekline nazaran daha ağır ceza ile cezalandırılmayı gerektirmektedir. Dikkat edilmelidir ki, bu hükmün uygulanabilmesi için, mağdur üzerinde gerçekleştirilen fiillerin cinsel saldırı boyutuna ulaşmamış olması gerekir. Aksi takdirde, işkence suçunun yanı sıra, ayrıca cinsel saldırı suçundan dolayı da cezaya hükmetmek gerekecektir.

İşkence suçunun işlenişine kamu görevlisi olmayan kişiler de iştirak edebilir. Dördüncü fıkra hükmüne göre, bu durumda kamu görevlisi olmayan kişilerin de kamu görevlisi gibi sorumlu tutulmaları gerekecektir. İşkence suçu, çoğu zaman, amir mevkiindeki kamu görevlilerinin zımni muvafakatiyle gerçekleştirilmektedir. Başka bir deyişle, amir konumundaki kamu görevlisi, kendi gözetim yükümlülüğü altında yürütülmekte olan bir soruşturma işlemi sırasında kişilere işkence yapıldığını öngörmesine rağmen bu konuda gerekli müdahalede bulunmamak suretiyle işkence yapılmasına zımnen rıza göstermiş olabilir. Maddenin beşinci fıkrasına göre; bu gibi durumlarda, amir konumundaki kamu görevlisi, ihmali davranışla işkence suçunu işlemiş kabul edilecek ve bu nedenle cezasında indirim yapılmaksızın sorumlu tutulacaktır.


İşkence Suçu Yargıtay Kararları

"Oluşa, mağdurun soruşturma aşamasında belirttiği olayın gelişimine uygun iddialarına ve bu iddiaları doğrulayan doktor raporları ile tüm dosya kapsamına göre; "olay tarihinde devriye görevi yapan polis memuru sanığın, o sırada oradan geçmekte olan mağduru şüphe üzerine durdurarak kimlik sorduğu, mağdurun kimliğini göstermesine rağmen üzerini aradığı ve GBT’sine bakacağından bahisle mağduru karakola götürmek istediği, mağdurun direnmesi üzerine yüzüne biber gazı sıkarak zorla polis aracına bindirdikten sonra adli raporlarda belirtildiği gibi, araç içinde bulunduğu süre zarfında sistematiklik arz edecek şekilde yaralayarak akabinde karakol yakınlarında araçtan indirmek suretiyle" işkence yaptığının sabit olduğunun anlaşılması karşısında, işkence suçundan mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle beraat kararı verilmesi," (Yargıtay 8.Ceza Dairesi 2020/978E. Ve 2020/15091K.)

Samsun işkence suçu avukatı, işkence suçu avukatı samsun, samsun işkence davası avukatı, işkence davası avukatı samsun, işkence suçu, TCK 94, işkence suçu nedir, işkence suçu cezası, işkence suçu davası, işkence suçu avukatı, işkence suçu savunma, işkence suçu yargıtay kararları, işkence suçu emsal karar, işkence suçu delilleri, işkence suçu zamanaşımı, işkence suçu ispat, işkence suçu beraat, işkence suçu hukuki süreç, işkence suçu ceza avukatı, işkence ve kötü muamele suçu, işkence suçu şikayet, samsun avukat, avukat samsun, samsun hukuk bürosu, samsun ceza hukuku bürosu, samsun ceza davası avukatı, ceza davası avukatı samsun, samsun ağır ceza davası avukatı, samsun asliye cceza davası avukatı, samsun ceza avukatı tavsiye, samsun ceza avukatı önerisi, Samsun ceza avukatı, Atakum ceza avukatı, Canik ceza avukatı, İlkadım ceza avukatı, Tekkeköy ceza avukatı, 19 Mayıs ceza avukatı, Alaçam ceza avukatı, Asarcık  ceza avukatı, Ayvacık ceza avukatı, Bafra ceza avukatı, Çarşamba ceza avukatı, Havza ceza avukatı, Kavak ceza avukatı, Salıpazarı ceza avukatı, Terme ceza avukatı, Vezirköprü ceza avukatı, Yakakent ceza avukatı, Ladik ceza avukatı, Atakum ceza davası avukatı, Canik ceza davası avukatı, İlkadım ceza davası avukatı, Tekkeköy ceza davası avukatı, 19 Mayıs ceza davası avukatı, Alaçam ceza davası avukatı, Asarcık  ceza davası avukatı, Ayvacık ceza davası avukatı, Bafra ceza davası avukatı, Çarşamba ceza davası avukatı, Havza ceza davası avukatı, Kavak ceza davası avukatı, Salıpazarı ceza davası avukatı, Terme ceza davası avukatı, Vezirköprü ceza davası avukatı, Yakakent ceza davası avukatı, Ladik ceza davası avukat
İşkence Suçu ve Cezası

Yorumlar

Share Your ThoughtsBe the first to write a comment.
Samsun ceza avukatı, Samsun boşanma avukatı, Samsun iş davası avukatı, Samsun avukat, Samsun tapu davası avukatı,Samsun ceza avukatı, Samsun boşanma avukatı, Samsun iş davası avukatı, Samsun avukat, Samsun tapu davası avukatı,Samsun ceza avukatı, Samsun boşanma avukatı, Samsun iş davası avukatı, Samsun avukat, Samsun tapu davası avukatı,Samsun ceza avukatı, Samsun boşanma avukatı, Samsun iş davası avukatı, Samsun avukat, Samsun tapu davası avukatı,Samsun ceza avukatı, Samsun boşanma avukatı, Samsun iş davası avukatı, Samsun avukat, Samsun tapu davası avukatı,Samsun ceza avukatı, Samsun boşanma avukatı, Samsun iş davası avukatı, Samsun avukat, Samsun tapu davası avukatı,Samsun ceza avukatı, Samsun boşanma avukatı, Samsun iş davası avukatı, Samsun avukat, Samsun tapu davası avukatı,Samsun ceza avukatı, Samsun boşanma avukatı, Samsun iş davası avukatı, Samsun avukat, Samsun tapu davası avukatıSamsun ceza avukatı, Samsun boşanma avukatı, Samsun iş davası avukatı, Samsun avukat, Samsun tapu davası avukatı
000

                            Bu web sitesi ve içindeki bilgiler, Türkiye Barolar Birliği'nin Meslek Kurallarına ve Avukatlık Reklam Yasağı Yönetmeliği'ne uygun şekilde tasarlanmıştır. Sitenin kendisi, logosu ve içeriği, reklam iş geliştirme ve benzeri amaçlar için kullanılamaz. Bu web sitesine link yaratmak yasaktır. Web sitemizde yer alan bilgiler hukuki mütalaa veya tavsiye değildir.
www.alyuzkanberhukuk.com      

©2024 Avukat Taha Alyüz

bottom of page