Samsun Avukat
Bize Ulaşın
05534084721
Hileli iflas nedir?
İflas kelimesi "Borçlarını ödeyemediği mahkeme kararı ile tespit ve ilan olunan iş adamının durumu" olarak tanımlanmaktadır. Tacirler basiretli bir iş adamı gibi davranmakla yükümlüdürler. Bu yükümlülüğün sonuçları da esnaf ve diğer gerçek ve tüzel kişilere göre daha ağır olabilmektedir.
Hileli İflas Suçunun Unsurları Nelerdir?
Malvarlığını eksiltmeye yönelik hileli tasarruflarda bulunan kişi, bu hileli tasarruflardan önce veya sonra iflasa karar verilmiş olması halinde cezalandırılmaktadır. Hileli iflas suçunun oluşabilmesi için şu şartların gerçekleşmesi gerekmektedir:
-Suçun faili iflasa tabi bir kişi olmalıdır.
-Kişi hakkında Ticaret Mahkemesince verilen bir iflas kararı bulunmalıdır.
-Fail malvarlığını eksiltmeye yönelik hareketlerde bulunmalıdır.
Hileli iflasın varlığı için;
a) Alacaklıların alacaklarının teminatı mahiyetinde olan malların kaçırılması, gizlenmesi veya değerinin azalmasına neden olunması,
b) Malvarlığını kaçırmaya yönelik tasarruflarının ortaya çıkmasını önlemek için ticari defter, kayıt veya belgelerin gizlenmesi veya yok edilmesi,
c) Gerçekte bir alacak ve borç ilişkisi olmadığı halde, sanki böyle bir ilişki mevcutmuş gibi, borçların artmasına neden olacak şekilde belge düzenlenmesi,
d) Gerçeğe aykırı muhasebe kayıtlarıyla veya sahte bilanço tanzimiyle aktifin olduğundan az gösterilmesi gerekmektedir.
Hileli İflas Ve Taksirli İflas Suçlarına Teşebbüs Mümkün Mü?
Teşebbüs, failin suçu işlemek için elverişli hareketlerle eylemine başladıktan sonra elinde olmayan sebeplerle eylemin devamını veya sonucunu getirememesi halidir. Suça teşebbüs halinde fail, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığına göre, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onüç yıldan yirmi yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine dokuz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Diğer hallerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.
Suça teşebbüsten bahsedebilmek için, failin eylemine elverişli hareketlerle başlaması ancak bu hareket sonrasında sonucun failin elinde olmayan nedenlerle gerçekleşmemesi gerekmektedir. Taksirli suçlarda teşebbüs hükümlerinin uygulanması mümkün değildir. Bu nedenle taksirli iflas suçunda teşebbüs hükümleri uygulanmayacaktır. Hileli iflas suçunda teşebbüs hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı tartışmalı olmakla birlikte kanımızca hileli iflas suçuna da teşebbüs hükümleri uygulanabilecektir.
Hileli İflas Ve Taksirli İflas Suçunun Faili Kimdir?
Suçun kanuni tanımında yer alan fiili birlikte gerçekleştiren kişilerden her biri, fail olarak sorumlu olur. Suçun işlenmesinde bir başkas ını araç olarak kullanan kişi de fail olarak sorumlu tutulur. Hileli iflas ve taksirli iflas suçu, suçun faili bakımından özgü bir suçtur. Yani bu suç iflasa tabi kişilerce işlenebilmektedir.
Hileli İflas Ve Taksirli İflas Suçunun Mağduru Kimdir?
Türk Ceza Kanunu'na göre mağdur, suçtan zarar gören kişidir. Hileli iflas ve taksirli iflas suçunun mağduru, alacaklılar olacaktır.
Hileli İflas Ve Taksirli İflas Suçu Şikayete Tabi Mi?
Şikayet, bir suç nedeniyle suçtan zarar gören kişinin, yetkili makamlara hukuka aykırı fiili ve faili yetkili makamlara bildirmesidir. Kanunda düzenlenen suçların bir kısmının soruşturulabilmesi ve kovuşturulabilmesi için şikayet şartı aranmaktadır. Bu tür suçlarda şikayet yoksa veya şikayetten vazgeçme varsa suç soruşturulamaz veya kovuşturulamaz. Hileli iflas ve taksirli iflas suçları kural olarak şikayete tabi değildir. Ancak taksirli iflas suçunun haklarında ayrılık kararı verilmiş olan eşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamayan kardeşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamakta olan amca, dayı,
hala, teyze, yeğen veya ikinci derecede kayın hısımlarının zararına olarak işlenmesi halinde şikayet aranmaktadır.
Hileli İflas Ve Taksirli İflas Suçlarında Uzlaşma Hükümleri Uygulanır Mı?
Uzlaştırma kanunda yazılan şartların gerçekleşmesi halinde tarafların ortak paydada buluşarak yargılamayı sona erdirmeyi amaçlayan alternatif bir yoldur. Uzlaştırmaya tabi suçlar; şikayete tabi suçlar ve kanunda sayılan diğer suç tipleridir.
Ancak hileli iflas ve taksirli iflas suçları uzlaşma kapsamında olan suçlardan değildir.
Hileli İflas Ve Taksirli İflas Suçları Sonucunda Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması Kararı (HAGB) Verilebilir Mi?
HAGB veya diğer bir deyişle hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararı, mahkemenin sanık hakkında hükmettiği ceza hakkında hükmünü açıklamamasıdır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için;
a) Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
b) Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması,
c) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın; aynen iade, suçtan önceki hâle getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi gerekir.
Taksirli iflas suçunun cezasının alt sınırı 2 aydır. Bu nedenle taksirli iflas suçu hakkında hagb hükümlerinin uygulanması mümkündür. Hileli iflas suçunda ise bunu söylemek mümkün değildir. Hileli iflas suçunda kanunda öngörülen ceza sınırı göz önünde bulundurulduğunda bu suç hakkında hagb hükümlerinin uygulanması mümkün görünmemektedir.
Hileli İflas Ve Taksirli İflas Suçlarında Görevli Mahkeme Neresidir?
Hileli iflas suçunda görevli mahkeme Ağır Ceza Mahkemesidir. Taksirli iflas suçunda görevli mahkeme ise Asliye Ceza Mahkemesidir.
Hileli İflas Suçu Ve Taksirli İflas Suçunun Cezası Kaç Yıldır?
Tacir olmanın gerekli kıldığı dikkat ve özenin gösterilmemesi dolayısıyla iflasa sebebiyet veren kişi, iflasa karar verilmiş olması halinde, iki aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Malvarlığını eksiltmeye yönelik hileli tasarruflarda bulunan kişi, bu hileli tasarruflardan önce veya sonra iflasa karar verilmiş olması halinde, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Hileli iflasın varlığı için;
a) Alacaklıların alacaklarının teminatı mahiyetinde olan malların kaçırılması, gizlenmesi veya değerinin azalmasına neden olunması,
b) Malvarlığını kaçırmaya yönelik tasarruflarının ortaya çıkmasını önlemek için ticari defter, kayıt veya belgelerin gizlenmesi veya yok edilmesi,
c) Gerçekte bir alacak ve borç ilişkisi olmadığı halde, sanki böyle bir ilişki mevcutmuş gibi, borçların artmasına neden olacak şekilde belge düzenlenmesi,
d) Gerçeğe aykırı muhasebe kayıtlarıyla veya sahte bilanço tanzimiyle aktifin olduğundan az gösterilmesi,
gerekir.
Hileli İflas Suçunu Düzenleyen TCK'nın 161.maddesinin Gerekçesi Nedir?
Hileli iflas suçunu düzenleyen TCK'nın 161.maddesinin gerekçesi şu şekilde açıklanmıştır:
"Madde metninde, bir ticari faaliyet bağlamında malvarlığını eksiltmeye yönelik hileli tasarruflarda bulunan kişinin cezalandırılması öngörülmüştür. Ancak, kişinin bu tasarruflar nedeniyle cezalandırılabilmesi için, iflasa karar verilmiş olması gerekir. Bu nedenle, iflas olgusunun gerçekleşmesi, bir objektif cezalandırılabilme şartı niteliği taşımaktadır.
Hileli iflâs suçu, seçimlik hareketli bir suçtur. Madde metninde bu seçimlik hareketler belirlenmiştir.
Bu suçun faili, iflâsa tabi bir borçlu yani, tacir olabilir. Ancak, bir tüzel kişinin tacir olması durumunda, tüzel kişiliğin organ veya temsilcisi olan, tüzel kişi adına tasarrufta bulunan gerçek kişiler de suç faili olabileceklerdir."
Taksirli İflas Suçunu Düzenleyen TCK'nın 162.maddesinin Gerekçesi Nedir?
taksirli iflas suçunu düzenleyen TCK'nın 162.maddesinin gerekçesi, "Madde metninde, taksirli iflas suçu tanımlanmıştır. Tacir olmanın gerekli kıldığı dikkat ve özenin (Türk Ticaret Kanunu, madde 20, fıkra 2) gösterilmemesi yani objektif özen yükümlülüğünün ihlâli dolayısıyla iflâsa sebebiyet verilmesi hâlinde taksirli iflas söz konusudur.
Hileli iflas suçunda olduğu gibi, kişinin taksirli iflas dolayısıyla cezalandırılabilmesi için, tacir olmanın gerekli kıldığı dikkat ve özenin gösterilmemesi dolayısıyla iflâsa karar verilmiş olması gerekir. Bu nedenle, iflas olgusunun gerçekleşmesi, bu suç açısından da bir objektif cezalandırılabilme şartı niteliği taşımaktadır." şeklinde açıklanmıştır.
Hileli İflas Ve Taksirli İflas Suçu Yargıtay Kararları
"Hileli iflas suçunun asli failinin ancak iflasa tabi bir borçlu, yani tacir olabileceği, dolayısıyla hileli iflas suçunun özgü bir suç olduğu, bağlılık kuralının düzenlendiği 5237 sayılı TCK'nın 40. maddesine göre ise “özgü suçlarda, ancak özel faillik niteliği taşıyan kişinin fail olabileceği, bu suçların işlenişine iştirak eden diğer kişilerin ise azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulacağının” belirtildiği, bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, sanık ...’nın tüm aşamalarda şirketin yetkilisi olmadığı, bu savunmayı doğrular şekilde şirkete ait her hangi bir ortaklığının bulunmadığına ilişkin belgeler karşısında, öncelikle diğer sanıkların hileli iflas suçuna ilişkin eylemlerine iştirak ettiği anlaşılan sanık ...’in, hangi sıfat ile hileli iflas suçuna iştirakini gerçekleştirdiği tespit edilerek karar verilmesi gerektiği halde, yasal olmayan gerekçe ile hileli iflas suçunu asli fail olarak işlediği kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmesi" (Yargıtay 2.Ceza Dairesi 2021/7493E. Ve 2022/10005K.)
"TCK.nun 162. maddesinde “Tacir olmanın gerekli kıldığı dikkat ve özenin gösterilmemesi dolayısıyla iflâsa sebebiyet veren kişi, iflasa karar verilmiş olması hâlinde" cezalandırılacağının öngörüldüğü, Türk Ticaret Kanunu'nun 66 ve devamı maddelerinde, tacirlerin bir kısım defterleri tutmak zorunda olduğu kabul edilse de, 5237 sayılı TCK.nun 162. maddesindeki düzenlemeye göre ilgili defter ve belgelerin ibraz edilmemesi ya da usulüne uygun tutulmamasının borçlunun iflasına neden olması halinde önem arz edeceği, borçlunun ilgili ticari defter, kayıt ve belgelerin istenildiği halde verilmemesinin taksirli iflas suçunu gerçekleştirmek için başlı başına yeterli olmayacağı, sanığın ticari defter, kayıt veya belgeleri usulüne uygun tutmaması şeklindeki eyleminin, şirketin iflasına sebebiyet verecek şekilde illiyet bağının kurulmasına yönelik olarak yapılmış olmasının gerekmesi, sanığın eylemlerine yönelik bilirkişi incelemesi yapılmaması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından, öncelikle iflasına karar verilen sanığın yetkilisi bulunduğu şirkete ait defter ve belgelerin temini ile defterler üzerinde Ticaret, İcra ve İflas ve Mali Müşavirden oluşan uzman üç kişilik bilirkişi kurulu aracılığıyla inceleme yaptırılarak TCK.nun 162. maddelerinde sayılan eylem ve işlemlerin bulunup bulunmadığı, taksirli suçların unsurlarından olan bu eylemlerin sanığın yetkilisi bulunduğu şirketin iflasına sebebiyet verip vermediği, başka bir değişle taksirli iflas suçunda iflas olgusu ile sanığın tacir olmanın gerekli kıldığı dikkat ve özeni göstermemesi şeklindeki eylemleri arasında uygun bir illiyet bağının olup olmadığı duraksamaya yer vermeyecek şekilde saptanmadan, sırf defter ve belgeleri ibrazı istenmesine rağmen vermediği gerekçesi ile sanığın taksirli iflas suçundan yazılı gerekçe ile mahkumiyetine hükmedilmesi" (Yargıtay 8.Ceza Dairesi 2017/4911E. Ve 2017/13890K.)
