Samsun Avukat
Bize Ulaşın
05534084721
Dolandırıcılık suçu nedir?
Dolandırıcılık suçu Türk Ceza Kanununun 2. Kitap 2. Kısımın Onuncu Bölüm Malvarlığına Karşı Suçlar başlığı altında 157. Maddede yer alır. Fail kendisi veya başkasına yarar sağlamak amacıyla bilerek ve isteyerek hileli davranışlar yapmalı, bu davranışlarla bir başkasına zarar vermeli, verilen zarar ile fiil arasında uygun nedensellik bağı bulunmalı ve zarar da, nesnel ölçütler göz önünde bulundurularak belirlenecek ekonomik zarar olmalıdır.
Dolandırıcılık suçunun şartları nelerdir?
1) Failin bir takım hileli davranışlarda bulunması,
2) Hileli davranışların mağduru aldatabilecek nitelikte olması,
3) Failin hileli davranışlar sonucunda mağdurun veya başkasının aleyhine, kendisi veya başkası lehine haksız bir yarar sağlaması,
Şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.
Dolandırıcılık suçu nasıl oluşur?
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Görüldüğü gibi, dolandırıcılık suçunu malvarlığına karşı işlenen diğer suç tiplerinden farklı kılan husus, aldatma temeline dayanan bir suç olmasıdır. Birden çok hukuki konusu olan bu suç işlenirken, sadece malvarlığı zarar görmemekte, mağdurun veya suçtan zarar görenin iradesi de hileli davranışlarla yanıltılmaktadır. Madde gerekçesinde de, aldatıcı nitelik taşıyan hareketlerle, kişiler arasındaki ilişkilerde var olması gereken iyiniyet ve güvenin bozulduğu, bu suretle kişinin irade serbestisinin etkilendiği ve irade özgürlüğünün ihlâl edildiği vurgulanmıştır.
Dolandırıcılık suçunda hile nedir?
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Dolandırıcılık suçunun cezası nedir?
Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası verilir.
Dolandırıcılık suçunun nitelikli halleri nelerdir?
Dolandırıcılık suçunun;
a) Dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle,
b) Kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle,
c) Kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanmak suretiyle,
d) Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle,
e) Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak,
f) Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle,
g) Basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle,
h) Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında; kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında,
i) Serbest meslek sahibi kişiler tarafından, mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılması suretiyle,
j) Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla,
k) Sigorta bedelini almak maksadıyla,
l) Kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle, İşlenmesi halinde, üç yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak, (e), (f), (j), (k) ve (l) bentlerinde sayılan hâllerde hapis cezasının alt sınırı dört yıldan, adli para cezasının miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamaz.
Dolandırıcılık suçunun birden fazla kişi ile işlenmesinin cezası nedir?
üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında; suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde verilecek ceza bir kat artırılır.
Dolandırıcılık suçunda daha az cezayı gerektiren haller nelerdir?
Dolandırıcılığın, bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla işlenmesi halinde, şikayet üzerine, altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
Dini inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle dolandırıcılık nedir?
Dolandırıcılık suçunun dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle işlenmesi, bu suçun temel şekline göre daha ağır ceza ile cezalandırılmayı gerektiren bir durum olarak TCK'nın 158/1-a maddesinde düzenlenmiştir. Madde gerekçesine göre, burada dikkat edilmesi gereken husus, dinin bir aldatma aracı olarak kullanılmasıdır. Din, bir topluluğun sahip olduğu kutsal kitap, peygamber ve Allah kavramını da genellikle içinde bulunduran inanç sistemi ve bu sisteme bağlı olarak yerine getirmeye çalıştığı ahlaki kurallar bütünüdür. Dini inanç, dine inanan, belirli bir dine mensup kişinin duygularıdır. Bir insanın dini inanç ve duyguları ile, doğup büyüdüğü, terbiyesini aldığı ailesi, çevresi ve içinde bulunduğu toplum arasında çok sıkı bir ilişki bulunmaktadır. Bu nitelikli unsurun gerçekleşebilmesi ve suçun oluşabilmesi için, dini kurallara bağlı olanların, önem verdiği değerler, dini inanç ve duygular aldatma aracı olarak kötüye kullanılmalı, bu suretle gerçekleştirilen hile ile haksız bir yarar da sağlanmış olmalıdır.
Dini inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle dolandırıcılık cezası nedir?
Dolandırıcılık suçu aldatma temeline dayanan suç olup, birden çok hukuki konusu olan bu suç işlenirken, mağdurun sadece malvarlığı zarar görmemekte, ayrıca iradesi hileli davranışlarla yanıltılmaktadır. TCK'nın 158/1-a bendinde yasa koyucu tarafından insanlar üzerinde yoğun etkisi bulunan dinî inanç ve duyguların istismarının önlenmesi amaçlanmış, dinî inanç ve duyguların kötüye kullanılması ile yapılan hile ve aldatmalar ile haksız kazanç, yarar sağlanması nitelikli dolandırıcılık kabul edilerek daha ağır cezaya bağlanmıştır. Dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle dolandırıcılık suçu işlenmesi halinde, üç yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur
Dolandırıcılık suçunda etkin pişmanlık nedir?
Hırsızlık, mala zarar verme, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık, hileli iflâs, taksirli iflâs (…)66 suçları tamamlandıktan sonra ve fakat bu nedenle hakkında kovuşturma başlamadan önce, failin, azmettirenin veya yardım edenin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisine kadarı indirilir. Etkin pişmanlığın kovuşturma başladıktan sonra ve fakat hüküm verilmezden önce gösterilmesi halinde, verilecek cezanın yarısına kadarı indirilir. Yağma suçundan dolayı etkin pişmanlık gösteren kişiye verilecek cezanın, birinci fıkraya giren hallerde yarısına, ikinci fıkraya giren hallerde üçte birine kadarı indirilir. Kısmen geri verme veya tazmin halinde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için, ayrıca mağdurun rızası aranır. Karşılıksız yararlanma suçunda, fail, azmettiren veya yardım edenin pişmanlık göstererek mağdurun, kamunun veya özel hukuk tüzel kişisinin uğradığı zararı, soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi halinde kamu davası açılmaz; zararın hüküm verilinceye kadar tamamen tazmin edilmesi halinde ise, verilecek ceza üçte birine kadar indirilir. Ancak kişi, bu fıkra hükmünden iki defadan fazla yararlanamaz.
Dolandırıcılık suçunun madde gerekçesi nedir?
Madde metninde dolandırıcılık suçu tanımlanmıştır. Dolandırıcılık, hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kişinin kendisine veya başkasına yarar sağlamasıdır. Bu bakımdan dolandırıcılık suçu, kişilerin malvarlığına karşı işlenen bir suçtur. Söz konusu suç tanımı ile kişilerin sahip bulunduğu malvarlığı hakkının korunması amaçlanmıştır. Ayrıca, bu suçun işlenişi sırasında hileli davranışlar ile kişiler aldatılmaktadır. Aldatıcı nitelik taşıyan hareketlerle, kişiler arasındaki ilişkilerde var olması gereken iyi niyet ve güven ihlâl edilmektedir. Bu suretle kişinin irade serbestisi etkilenmekte ve irade özgürlüğü ihlâl edilmektedir. Çok hareketli suç görüntüsü taşıyan dolandırıcılık suçunun oluşumu açısından birden fazla fiilin gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu hareketlerden birincisini hile oluşturmaktadır. Hile, icraî bir davranışla gerçekleştirilebileceği gibi; karşı tarafın içine düştüğü hatadan, bir konuda yanlış bilgi sahibi olmasından yararlanarak da, yani ihmalî davranışla da, gerçekleştirilebilir. Ancak, bu durumda kişinin, hataya düşen karşı tarafı bilgilendirmek konusunda yükümlülüğünün olması gerekir. Hataya düşen kişi ile hukukî ilişkide bulunulan durumlarda, böyle bir yükümlülük vardır. Ayrıca, muhatabın belli bir husustaki hatası karşısında kişinin ihmalî davranışının, örneğin susmasının, bir beyan, açıklama değerini taşıması gerekir. Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için, gerçekleştirilen hilenin etkisiyle, bu hileye maruz kalan kişinin veya bir üçüncü kişinin zararına olarak, fail veya bir başkası bir menfaat elde etmelidir. Dolandırıcılık suçu, kasten işlenebilen bir suçtur. Burada söz konusu olan kast, dolandırıcılık suçunun maddî unsurlarının hepsinin fail tarafından bilinmesini ifade etmektedir. Bir başka ifadeyle, fail gerçekleştirdiği davranışların hile teşkil ettiğini, başka birini aldatıcı nitelikte olduğunu bilmelidir. Ayrıca, fail, bu hileli davranışlar sonucunda bunların etkisiyle, hileye maruz kalan kişinin veya başkasının malvarlığında bir eksilme meydana geldiğini, zarar gördüğünü ve buna karşılık, kendisinin veya sair bir kişinin malvarlığında bir artma meydana geldiğini bilmelidir. Bu itibarla, fail, mağdurun malvarlığındaki eksilmenin, mağdurun gördüğü zararın kendi hileli davranışları sonucunda meydana geldiğini bilmelidir; hile ile zarar arasındaki illiyet bağının varlığının bilincinde olmalıdır. Belirtilen hususlara ilişkin kast, doğrudan kast olabileceği gibi, olası kast da olabilir. Dolandırıcılık suçunun işlenmesi suretiyle elde edilen yararın miktarı çoğu zaman tam olarak belirlenememektedir. Bu gibi durumlar göz önünde bulundurularak, dolandırıcılık suçundan dolayı hapis cezasının yanı sıra ayrıca adlî para cezası öngörülmüştür.
Dini inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle dolandırıcılık Yargıtay Kararları
“…Sanığın, büyü bozduğunu belirterek etrafta dolaştığı, bunu duyan katılan ...'in de sanığı evine davet ederek, evin içerisinde olan büyüyü çözmesini istediği, sanığın bunun üzerine katılanlardan beş adet takı istediği, katılan ...'un bir adet Adana burması ve yüzük, katılan ...'in ise üç adet bileziği sanığa verdikleri, sanığın altınları yazmanın içerisine koyarak yazmayı içeride bir yere bırakacağını, sonra bunları almalarını söylediği ve diğer odaya geçerek yataklığın altına bıraktığı, daha sonra katılanlarla birlikte dışarı çıktığı ve kapıyı kilitledikten sonra elinde bulunan bardağı kırarak parçalarını katılanlara verip olay yerinden ayrıldığı, katılanların evin içerisine girerek yazmayı kontrol ettiklerinde altınların yerinde olmadıklarını gördükleri, böylece sanığın, dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği somut olayda, katılanların beyanı, sanık savunması, teşhis tutanağı, tutanaklar ile dosya kapsamına göre sanığın atılı suçu işlediğinin sabit olduğu gerekçesine dayanan mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir…”( 15. Ceza Dairesi 2017/24061 E. 2020/3953 K.)
“…Somut olayda; katılanın oğlunun psikolojik sorunlarına çare bulmak amacı ile ..... lakaplı sanığın yanına gittiği, sanığın kabir uykusuna yattıktan sonra oğlunun rahatsızlığının ne olduğunu anlayabileceğini söyleyip ertesi gün katılana gelmesini söylediği, kararlaştırılan günde sanığın katılandan, oğlunda papaz büyüsünün olduğunu ve oğluna ait eşyaların mezarda bulunduğunu, bunları mezardan çıkarınca oğlunun iyileşebilieceğini söyleyip 500,00 TL parayı aldıktan sonra sanık, katılan ve arkadaşı tanık ... ile birlikte bir mezarlığa gittikleri, sanığın mezarlıktan elinde erkek kilotu ile geri geldiği, ertesi gün de katılan ile sanığın başka bir mezarlığa götürdüğü, sanığın buradaki mezarlıktan elinde atlet, kilot ve üç şişe sirkeli su ve benzerleri ile döndüğü ve büyüyü bozduğunu oğlunun artık eve döneceğini söylediği, aradan geçen zamana rağmen katılanın, oğlunun eve dönmemesi üzerine daha önceden vermiş olduğu parasını talep ettiği, ancak sanığın iade etmediği şeklindeki eyleminin dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir…”( 15. Ceza Dairesi 2011/22700 E. 2013/7970 K.)
“…Sanığın katılanın evden kaçan kızı ...'nin türbelerde okuyup üfleyerek eve dönmesini sağlayabileceğini söyleyip bunun karşılığında 3.000 TL para istediği, katılanın da sanığa inanarak toplam 2.000 TL parayı 19/01/2006, 20/01/2006, 23/01/2006 tarihlerinde PTT havalesi ile 400 TL'yi de elden sanığa verdiği şeklindeki eyleminin dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir…” (15. Ceza Dairesi 2012/56 E. , 2013/11293 K)
“…Sanık kimliği tespit edilemeyen ve kendisini şıh olarak tanıtan kadın ile birlikte katılanların evlerine gelip, burada kendisinin çok geç çocuk sahibi olmasından bahisle şeker toplayacağını söylediği, ayrıca göz aldatmacasına dayalı olarak yumurtadan muska çıkartıp katılan ...‘da büyü olduğu, bu büyüyü çözebileceklerini söyleyip altınlarını isteyip bir bezin içine sararak dua okuyormuş gibi hareket edip, katılanlar ...ve...‘a fark ettirmeden altınları yanına alıp, yine büyünün bozulması seremonisinin devamı olarak sokaktan küçük taş toplamaları için onları evden uzaklaştırıp kaçtıkları olayda, mahkemenin "dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle dolandırıcılık" suçunun oluştuğuna yönelik kabulünde Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 02.04.2013 günlü kararıda gözetilerek bir isabetsizlik görülmemiştir…”( 15. Ceza Dairesi 2011/24496 E. , 2013/8482 K.)
“…sanık ... nın yanında açık kimliği tespit edilemeyen bir bayan da olduğu halde katılanın evine gelip önce yardım amaçlı para istedikleri, katılanın parasının olmadığını söylemesi üzerine, Önce içmek için su istedikleri, sonra da odadan katılanın çocuğunun ağlama sesini duyup, çocuğunda nazar olduğunu, dua okurlarsa geçeceğini, kendilerinin Adıyaman’da bulunan şeyhin dergahından geldiklerini söyledikleri ve bebeğin yanına gidip dua okur gibi yaptıkları, evde altın cinsinden ne varsa getirmesini, ne kadar çok olursa o kadar daha fazla etkisi olacağını katılana söylemeleri üzerine, katılanın da evdeki altınları getirdiğini, altınları okuyup suya koydukları ve daha sonra bir beze sarıp minderin arasına yerleştirdikleri, sanık ve yanındaki bayanın katılandan kendilerini sokağın başına kadar götürmesini istemeleri üzerine katılanın bu şahıslara refakat ettiği, tekrar eve dönüp bez parçasının içine baktığında koyduğu altınların yerinde olmadığını gördüğü, katılanın şikayeti üzerine yapılan incelemede, su bardağında sanığın parmak izine rastlandığı ve katılanın sanığı teşhis ettiği anlaşılmakla, sanığın dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediğine dair kabulde isabetsizlik görülmemiştir…”( 15. Ceza Dairesi 2012/20645 E. 2014/12939 K.)

Samsun avukat
Samsun avukat